Pazartesi, Temmuz 11, 2005

Tatil izlenimleri - II


Siz de yol sever misiniz bilmem benim bazı sevdiğim yollar vardır. Bunların başında gelen yollardan biri Marmaris eski yoludur. Bilmeyenler için anlatayım. Gökova ve sakar geçidi bitip de deniz seviyesine indiğinizde Köyceğiz-Marmaris yol ayrımı vardır. Biz Marmaris yoluna saptık. Normalde kavşak ve trafik düzeni yeni yola zorluyor insanı fakat siz dikkat ederseniz yeni yolun yanındaki dev ağaçların arasında bir yol olduğunu göreceksiniz. Mutlaka o yolu seçin. Öyle bir yol ki her iki tarafı dev okaliptüs ağaçları ile kaplı.
Bu ağaçlar çok zaman önce bu alanın bataklık yapısını kurutmak için dikilmiş. Zeminin bütün suyunu çeke çeke o kadar büyümüşler ki güneş yolu aydınlatmak için adeta küçük boşlukları zorluyor. Burada insan yol yorgunluğunu atıyor. Yolun sonundaki köyün girişinde küçük restoranlar var. Burası öğle yemeği için çok uygun. Bizim gibi Papalina balığı ve salatayı çok uygun fiyata yiyebilirsiniz.
Sağlıklı ve hafif yemekten sonra Marmaris’e devam ettik. Ege’nin güzel orman içi yollarının keyfi devam ediyor. Yarım saat kadar yol aldıktan sonra benim favori beldem Marmaris aşağıda beliriyor.
Marmaris konusunda çok objektif olamayabilirim. Çünkü gençliğimin en güzel dönemlerinden birini beş ay kadar burada geçirdim.
Marmaris turistik olmasına rağmen kendini bozmamakta direnen bir yer. Yerlisi yabancısı hep belli bir standardın üzerinde olmuştur. Çok temiz ve hareketli bir limanı vardır.
Çarşısı kapalı geniş sokaklıdır. Çarşı ile liman arasında barlar sokağı vardır. Farklı türlerde bar ve diskolardan çeşit çeşit müzik gelir. Barlar sokağının tepesinde liman manzaralı küçük bir kalesi var. Küçük derken bodrum kalesi ile kıyaslıyorum.
Armutalan adı verilen mevkide bir anfi tiyatrosu vardır. Gittiğinizde konser varsa mutlaka deneyin. Çok keyiflidir. On sene önce orada Sezen’den tek kemanla dinlediğim Kaybolan Yıllar şarkısını hiç unutamadım.
Marmaris’te tekne turları hem gece hem gündüz olur. Gündüzleri Kız Kumu, Akvaryum turlarına katılınabilir. Gece de Mehtap Turu dedikleri bol müzik ve danslı teknelerle açılabilirsiniz.
Marmaris’te biraz dolaştıktan sonra en sevdiğim yerine İçmelere gittik. İçmelerin muhteşem ada manzaralı sahilinden denize girmenizi tavsiye ederim. Seneler maalesef Marmaris’i de biraz etkilemiş.Eskiden plaj alanının yüzde atmışını geçmeyen şezlongculuk yüzde doksan olmuş.Orayı da mafya keşfetmiş anlaşılan.Denizi ilk defa gören vatandaşlarımızın egemenliğine geçmiş sahilde şezlonglar 2 ytl den kiralanıyor.Güzelim kumsalı değil, bembeyaz plastikleri görüyorsunuz.Bu plastiklere karşı değilim ama ticaret uğruna güzellikleri hiçe saymak rahatsız ediyor insanı.Parasından değil ama her karışını bildiğim bu sahilde bu arkadaşlara para vermek istemedim.Size bununla ilgili bir diyalogu ileteyim hemen.
O kadar gezmeye rağmen tatilin deniz keyfini içmeler de açmak için o kadar yol geldiğim Serhat’la plaja girdik. Girer girmez sanki radar varmışçasına izlendiğimizi anladım ama hedefimiz denize kararlı adımlarla ilerledik. Arkamızdan yaklaşan genç bir arkadaş ticari bir kibarlıkla nasıl yardımcı olabileceğini sordu. Aslında ben de merak ettim nasıl yardımcı olacağını! Onun amacının şezlong kirası almak olduğunu biliyordum ama biz şezlonga değil kumlara ve denize gelmiştik. Çok doğal olarak dönüp ben de ona sordum: “Denize gireceğiz nasıl yardım edebilirsin bize!?” . Çok normal bir tavırla sorduğum sorunun cevabını ben de çok merak ediyordum ama maalesef tam olarak öğrenemedim. Görevli arkadaş eliyle denizi gösterip tebessümle buyurun dedi.
Keyifli ve manzaralı bir yüzmeden sonra siz de bizim gibi sahildeki kafelerde bir şeyler içip serinleyebilirsiniz...

Hiç yorum yok: